Bu fiili durum sonucu yaklaşık 200.000 bin Arakanlının yaşadığı 40 bölgeden oluşan kamplar oraya çıkmış durumda. 

Bu sayının yarısı şiddetten kaçarak civar yerleşim yerlerinden gelen Arakanlılardan meydana geliyor. 

Sittwe, şehir merkezinde polis kontrolü ve müsaadesi olmadan Arakanlıların dolaşması imkansız olduğu bir bölge. 

Bu yüzden şehrin kenarlarında bulunan Arakan köyleri de zor durumdalar. 

Sittwe'de toplam olarak kamplarda ve köylerde yasayan Arakanlı sayısı 350.000'ni buluyor. Sitwee'deki bu insanlik dramı bütün Myanmar'a yayılmış durumda. 

Myanmar'da bulunan 17 Arakan yerleşim yerinin dördü bu zulüm sonrası tamamen yok olmuş durumda. 

Kalan 13 bölgede ise büyük nüfus hareketleri gözlemleniyor. 

İnsanlar ölmemek, tecavüze uğramamak için evlerini terk ediyor. 

Geride bıraktıkları araziler ve evler de hükümetin ve devletin eline geçiyor. 

Evsiz kalan Arakanlıların ne gidecekleri ne de haklarını arayacakları bir merci, ne de işleyecekleri ve tarım yapacakları arazileri var. Onları yasamaya ittikleri hayat yaşanacak cinsten değil, aslında Myanmar idaresi, siz gidin ve ölün diyor. 

Sağlık hizmeti yok, eğitim imkanı yok, tarim ve hayvancılık yok. Ve geriye kalan herşey de izne ve yerel makamların kurduğu karaborsa düzenine tabii. Öyle görünüyor ki bazı odaklar bu kara düzenin devam etmesini istiyorlar. 

Buna örnek olarak müslüman ve budist onbinlerce Myanmar'lının takdirini kazanmış Müslüman anayasa uzmanı “Avukat Ko Ni'nin” ölümü verilebilir. 

28 ocak günü Avukat Ko Ni, Yangon havalimanında katıldığı uluslararası bir toplantı dönüşünde ensesinden vurularak öldürüldü...

Arakan’da son yıllarda binlerce müslüman katledilirken, binlercesi de evlerini terk etmek zorunda kaldı. 

Yıllardan beri bölgede çalışmalar yürüten Deniz Feneri Derneği, yaşanan olayların ardından Myanmar-Arakan bölgesinde bulunan Sittwe kampını ilk kez ziyaret ederek yardım dağıttı. 

Derneğin Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Yavuz İnan koordinasyonunda gerçekleşen İlk buluşmada bağırlarına bastıkları Derneğin yetkilileriyle duygusal anlar yaşanırkan bağışçılarımızın desteğiyle ihtiyaç sahibi müslüman 650 aileye, gıda yardım dağıtımları gerçekleştirildi.

Geçtiğimiz yıllarda dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz de Myanmar’a giderek Arakanlıları ziyaret etmiş ve dönüşte orada yaşanan zulmü medya aracılığıyla dile getirerek gerek Myanmar içerisindeki gerekse Bangladeş’teki Arakanlılara yardım ulaştırılması için çalışmalara hız vermişti.

Myanmar'ın budist askeri yönetimi olayları kışkırtıyor…

Müslümanlara sokağa çıkma yasağı uygulandığını ve askeri yönetimin kışkırttığı Budist çetelerce Müslümanların gece vakti evlerinde katlediliyorlar.

Arakan bölgesinde yaşanan vahşetten komşu Bangladeş’e kaçan Müslümanları burada daha büyük sıkıntılar bekliyor. 

Çünkü Bangladeş artık mültecileri kabul etmiyor. 

Sınırlar kapatılmış durumda. 

Arakanlı Müslümanlar nehirleri geçip günlerce ormanlarda yürüyerek kaçak yollardan Bangladeş’teki kamplara sığınıyorlar.

Ancak kamp şartları oldukça kötü ve canlarını kurtarıp kamplara ulaşanlar yepyeni bir çileye daha başlamış oluyorlar. 

Myanmar’daki şiddet olayları arttıkça buraya yerleşenlerin sayısı hızla çoğalmış ve alanı sürekli genişlemiş. Mülteciler, tam bir yaşama mücadelesi veriyor. 

Geçmiş yıllarda kampa yerleşenler Birleşmiş Milletler tarafından yaptırılan barakalarda kalıyor. Su, banyo ve tuvalet ihtiyaçlarını ise en ilkel şartlarda gideriyorlar.

Arakanlı Müslümanlara yardım etmek isteyen bağışçılarımız, hayırseverlerimiz ARAKAN yazıp 5560’a göndererek 5 TL bağışta bulunabilirler. Ayrıca www.denizfeneri.org.tr ve 0212 414 60 60 'dan 11-21 veya 11-84 dahili telefon numaralarından derneğimize ulaşarak bilgi alabilirler.